7 Haziran 2020 Pazar günü New York’ta binlerce insan siyahi insanların hayatlarının önemsenmesini protesto etmek için Times Meydanı’nda toplandı. Times Meydanı’nın kalbi olan ikonik kırmızı merdivenlerde New York Polis Departmanı tarafından barikat kuruldu. BLM New York başkanı Nupol Kiazolu, toplanan kalabalığa hitaben bir konuşma gerçekleştirdi. Kalabalığın yaptığı tezahüratlar eşliğinde gerçekleşen bu konuşmada gençliğin gücünden bahsetti. Travyon Martin’in öldürülmesinde George Zimmerman’ın beraatinden sonra 2013 yılında sosyal medyada #BlackLivesMatter etiketi ortaya çıktı ve ertesi yıl Micheal Brown ile Eric Garner’in ölümünden sonra da bu, insanları sokağa taşıyan bir hareket haline dönüştü. 2014 yılında #BlackLivesMatter etiketiyle atılan tweet sayısı 146 bine ulaştı. Bu yıl 28 Mayıs’ta Twitter, etiketin 8 milyonu da aştığını The New York Times’a açıkladı. Bu etki Z jenerasyonunun, düşünce ve eylem arasındaki aktarım noktaları olarak Instagram ve Twitter gibi sosyal medya platformlarını kullanmasıyla ilişkilendirilebilir. Kiazolu, protestolara devam edeceklerini, bunun bir anlık bir şey olmadığını, bunun önemli bir hareket olduğunun altını çizdi.
Sosyal medya geleneksel olarak yüzeysel bir eğlence aracı olarak kullanılsa da “hashtag activism”, yani etiket aktivizmi, doğada devrimci olmaktan çok daha yaratıcıdır. Şimdilerde dünyada dijitalleşerek büyüyen nesil yaşlandıkça, sosyal medya değişim anlamında çok daha ciddi bir araç haline gelmiştir. Sosyal medya, kitlesel kaynaklı polis vahşet görüntülerinin ham ve canlı bilgi kaynağı ve aynı zamanda protestocuları alana çağırmak ve hareketlerini gerçek zamanlı olarak koordine etme aracı görevi üstlenirken; polis için genellikle barikat kurma ve protestocuları korkutma anlamına geldi. Mitingler, nöbetler, yürüyüşler ve protestolar; önceki gece aynı organizasyon için mücadele eden ve hem alanda hem de sosyal platformlarda koordine edilen farklı organizasyonlar tarafından planlanıyor.
Her zaman kafaları telefona takılı yaşayan ve zihnin kaosunda düzen bulabilen Z jenerasyonu için bu bilgilere ulaşmak an meselesi. Hangi Instagram hesabının en son bilgilere sahip olduğunu öğrendikten sonra, hesabın hikayelerini kontrol ederek birkaç dakikada güncelleniyorlar. Sosyal medya, gösteriler ve polisin bulunduğu yerler hakkında broşürler ve güncellemeler için ana kaynak olmanın yanı sıra, binlerce insanın her gün yeniden yayınladığı protestolar hakkında her türlü yararlı bilgiye ev sahipliği yapıyor. Hatta bu günlerde yerel aktivist grupları, tutuklanma ya da olası göz yaşartıcı gaza maruz kalma gibi durumlarda size sponsor olmaları için kişilere çağrıda bulunabiliyorlar. CCRB basın sekreteri Ethan Teicher’e göre sivil şikayet inceleme kurulu protestolar sırasında polislerin, görevlerini kötüye kullandıklarına dair 751 tane şikayet aldı ve bu konu hakkında araştırma başlattı. Z jenerasyonu bunları göstermek için de farklı bir yolla TikTok’u kullanarak müzik video tarzı klipler oluşturdu. Kısacası Z kuşağı örgütlenmelerin ve protestoların da ötesinde sosyal medyayı kullanarak tüm gücü elinde tutuyor. Diğer bir taraftan da bu gibi durumların TikTok gibi sosyal medya platformlarında yayınlanmasının bir trend olmadığını, çok ciddi bir durumun içerisinde olduklarını savunanlar var. Genç yaş grubunun sesini çıkartmak için alanlara inmek yerine, bu neslin sosyal medya araçlarını kullandıklarını, ırkçılık konusunda sosyal medyada yaptıkları paylaşımların aslında yaşadıkları hayatı yansıtmadığını da ekliyorlar.
Koronavirüs salgınının, verilen kayıplar ve hayat standartları da göz önünde bulundurularak bakıldığında, siyahi nüfusu daha çok etkilediği ve Z kuşağının gücünü adalet mücadelesini organize etmek için kullanması gerektiğini söylüyorlar. Hemen hemen her büyük protesto hareketine baktığımızda görüleceği gibi, bu hareketler şimdiye kadar genellikle gençlik aktivistleri tarafından yönetilmiştir. Günümüzde gençlerin parmaklarının ucunda sosyal medya olduğu için, geçmiş zamanlara göre daha fazla günlük adaletsizlik görmeye maruz kalıyorlar. Eski zamanlardaki bu gibi konuların gösterilmesinin engellenmesi, günümüzde mümkün değil. Tüm bunlara ek olarak, günümüzde artık bu protestolarda ön safları siyahi kadınların aldığını da farkettik. Bu da bize, artık onların da liderlik etmesi gerektiğini gösterdi. Bu bağlamda eski sivil hak örgütleri, bu gençlerin seslerine eşit saygı göstermeleri gerektiğinin farkında olmalı ve gelecekteki liderler olmak yerine şimdi de liderlik edebilmelidirler.