Facebook, reklamcılıkta çeşitlilik ve kapsayıcılık üzerine yeni bir rapor yayınladı. Bu rapor, kullanıcıyla etkileşimi en üst seviyeye çıkarmada pazarlamacıların işine yarayacak önemli bilgiler içermenin yanı sıra reklam verenler cephesinde de bir endişe uyandırdı.

Araştırma 1200 kişiyle yapılan bir anket, 1200’den fazla marka güçlendirme çalışmasının gözden geçirilmesi ve binden fazla Facebook video reklamı üzerinde yapılan analizler gibi çeşitli veriler içeriyor. Sonuçlar ise temsilin hala önemli bir sorun olduğunu gösteriyor. Reklam verenler bu unsurları karşılamaz veya dikkate almazsa daha geniş kitlelere ulaşma konusunda başarısız olabilirler.

İlk olarak Facebook, insanların çevrimiçi kampanyalarda nasıl tasvir edildiğini değerlendirmek için binden fazla küresel Facebook video reklamını analiz etti.

Facebook’a göre:

“Sonuçlar, kısıtlayıcı ve olumsuz temsillerin çevrimiçi reklamcılıkta hala mevcut olduğunu ve bazı kampanyaların insanları klişeleşmiş şekillerde tasvir ettiğini gösteriyor.”

Facebook’un araştırmasından birkaç örnek vermek gerekirse bu araştırmanın; kadınların giyimine dikkat çekilme olasılığının erkeklerden 14,1 kat daha fazla olduğunu, görsel ve/veya sözlü olarak nesneleştirilme olasılığının 6,9 kat daha yüksek olduğunu, erkeklerin kızgın gösterilme olasılığının kadınlardan 2,4 kat daha fazla olduğunu gösterdiğini söyleyebiliriz.

Bu sonuçlar fazla şaşırtıcı değil, ancak modern reklamcılıkta hala var olan, olumsuz etkilere ve çağrışımlara neden olabilen kalıpların altını çiziyor.

Facebook’un analizi, temsilde devam eden eksikliklerle ilgili şöyle devam ediyor:

“Örneğin, LGBTQ + bireylerin (% 0,3) yanı sıra engelli bireyler de çevrimiçi reklamlarda ciddi şekilde yetersiz temsil ediliyor (incelenen reklamların yalnızca% 1,1’inde engelli bireyler görünür durumda).”

Bazı açılardan, bu daha muhafazakar veya genel bir reklam yaklaşımını yansıtır, ancak kapsayıcılığı iyi bir düzeye çıkarmayı başaramayan reklam verenler, kampanyalarında erişimi ve uyumu tatmin edici bir düzeye çıkarmayı da başaramaz.

Benzer eksiklikler kültürel temsil konusunda da bulunuyor. Ankete katılanların% 54’ü çevrimiçi reklamcılıkta kültürel olarak tam anlamıyla temsil edilmediklerini söylüyor.

“Farklı topluluklara mensup bireyler genellikle en çok etkilenen kesim. Örneğin, ankete katılan Latin ve Siyah Amerikalıların çevrimiçi reklamlarda olumsuz basmakalıp temsiller gördüklerini söyleme oranları 1,8 kat daha fazla.”

Modern ve ilerici bir toplumda bu konuların önemi çok büyük. Facebook’un ileri araştırma notlarında, bu unsurların neden bu kadar kritik öneme sahip olduğunun altı da çizilmiş:

“Markaların temsili ele alması, satın alma ve sadakati artırmaya yardımcı olmak da dahil olmak üzere bir çok fazla olumlu etkiye sahip. Ankete katılan tüketicilerin yaklaşık %59’u, çevrimiçi reklamcılıkta çeşitlilik ve kapsayıcılığı savunan markalara daha sadık olduklarını ve% 59’u da çevrimiçi reklamcılıkta çeşitliliği ve kapsayıcılığı temsil eden markalardan satın almayı tercih ettiklerini söyledi. “

Tutumlar ve beklentiler genel olarak değişiyor ve tüketiciler artık markalardan, pazarlama ve imaj çalışmalarında temsil ve çeşitliliğin daha fazla öne çıkmasını bekliyor. Nitekim, özellikle Gen Z’nin kültürel ve toplumsal çeşitlilik temsilinin yanında bir tavır alan markalarla uyum sağlama olasılığının daha yüksek olduğunun altını çizdi ve bunu ileriye dönük bir yatırım olarak nitelendirdi.