Koronavirüs çağında, sağlıkla ilgili sayısız hizmetin de sanal alana taşınması gerekti. Amerika Birleşik Devletleri’nde bazı alanlar yavaş yavaş açılmaya başlayıp, daha fazla yüz yüze ticari faaliyete izin vermeye başlansa da, birçok şehirde sosyal mesafe kısıtlamaları devam ediyor. Bu karantina prosedürleri kalkıncaya kadar, diğer bazı mesleklerde olduğu gibi psikoterapistler de online olarak çalışmaya devam edecekler.
Her terapist bu yeni tedavi gerçekleriyle kendi yollarıyla baş etmek adına; FaceTime, Skype, Zoom veya başka online uygulamalar gibi sosyal medya platformlarına yöneldiler. Psikolojik profesyoneller bu yeni viral sınırdan dolayı beklemedikleri zorluklarla karşılaştı.
Meriana Dinkova, aile ve çift terapisinde uzmanlaşmış Los Angeles’lı psikoterapist. Birçok danışanının Koronavirüs’ün ilk günlerinde ciddi endişeler yaşadığını görürken, çoğunun online terapiye geçtiğini söylüyor.
Dinkova, bunun yanında, danışanlarıyla seans yaparken şaşırtıcı zorluklarla karşılaşmış. Bazı danışanlarının iş için, veya aile ya da arkadaşlarıyla görüşmelerinin online olmasından şikayetçi olduğunu, fakat terapi seanslarının bu şekilde yapılmasının hiçbir sakıncası olmadığını söylüyor.
Bir terapist danışanıyla şahsen tanıştığında, danışman sadece problemleri veya semptomları dinlemekten çok daha fazlasını yapar: profesyonel vücut dilini okur, kişisel hijyeni kaydeder ve göz temasını izler. Dinkova’ya göre, bu ipuçlarını okumak için danışanla aynı odada bulunmasına gerek yok.
“Hala görsel ipuçları görüyorum. Koku yok ama kişiyi görsel olarak algılayabiliyorum. Ayrıca limbik sistem rezonansına da dikkat ediyorum – bir kişinin diğeriyle yarattığı uyum duygusu.” gibi diyor.
Dinkova, danışan listesindeki insanların birçoğunun Los Angeles trafiğiyle mücadele etmek zorunda kalmadıkları için nispeten az sayıda kişinin randevusunu kaçırdığını söylüyor. Koronavirus döneminde bir çok insanın kucaklanmayı özlediğini gördüğünü dile getiriyor ve ekliyor: “Empati öneriyorum ve sosyal mesafeyi kırmaları durumunda insanlara bu yönergelerle nasıl başa çıkacaklarını söylemiyorum.” diyor.
Bir lisanslı profesyonel danışman olan Krista Dudley, kaygı, depresyon ve ilişki konularında uzmanlaşmış profesyonel bir danışman. Salgının, sadece danışanları sosyal medya görüşmelerine alışmaya zorlamakla kalmayıp, daha önce hiç terapiste gitmemiş insanların terapiye bağlanmasında bir artış yarattığını söylüyor.
“Mart ortasından beri şahsen kimseyi görmedim,” diyor Dudley. Çoğu insanın sosyal medya uygulamalarını yalnızca bir bilgisayara veya telefona indirebilmesinin yanı sıra bunu yapmaktan heyecan duyduklarına şaşırdığını da ekliyor.
Dudley, bazı danışanlarının ofis ortamında olduğundan çok sanal mesafeden daha rahat göründüğünü söylüyor. Bu düzenlemeyle evde; danışanlarını görmek için, danışman, ofis olanakları ve destek olmadan iki kat daha fazla çalıştığını fark ediyor. Dudley hastalarını tedavi ederken kendi psikolojik ve duygusal durumuna da dikkat ettiğini söylüyor; mesleki açıdan başkalarında endişe ve depresyonu hafifletmesi gerekirken, bu gibi semptomları aynı zamanda kendisinin de taşıyabileceğini ve buna dikkat etmesi gerektiğini söylüyor.
Hayat koronavirüs sonrasında normale döndüğünde, Dudley evde danışanlarını görmeye devam ederken yeni sağlık önlemleri alacağını ve isteyen hastaları için de kendilerini online olarak görmeye devam etme seçeneği sunacağını söylüyor.
Dr. Amy Schley ve ekibi, koronavirüsün yarattığı endişe ortamının uzağında, çocukları evde hissettirmek için oyuncak ve kedilerle dolu çok katlı bir ofiste günde 12 saat genç hastaları ve ailelerini göreceği programını, COVID-19 sırasında bu görüşmeleri, sanal ortama adapte etti. Proje olarak, düzenli bir şekilde, izleyicileri teşvik edecek ve evde online olarak bir şeyler izleyen çocuklara aktif olarak katılabilecekleri challenge’lar yaratacak Facebook videoları kaydetmeye başladı.
Schley, bu videolar için “Kelimenin tam anlamıyla yapmak zorunda olduğumu hissettim” diyor çünkü karantinaya girerken amacının çocukları video oyunlarından uzak tutmak olduğunu, onlara yapacakları başka bir şey vermek istediğini söylüyor. Bu gibi projelerin, video oyunlarının aksine çocukları uyandırıp, meşgul edeceğini söylüyor. Kendi hastalarını da şu sırada online aplikasyonlar üzerinden gördüğünü, bunun da kötü bir şey olmadığını dile getiriyor.
Bir hipnoterapist ve bağımlılık danışmanı olan Kimberly Ann O’Connor da artık tüm hizmetlerini telefon, sosyal medya çağrıları veya kişisel kayıt yoluyla sunuyor. Sürecin şu ana kadar çok iyi çalıştığını, koronavirüs sonrası da bu şekilde devam edebileceğini söylüyor.
O’Connor: “Bu yeni (koronavirüsle gelen) yapıyı, danışanlarım için son derece yararlı buluyorum. COVID-19 aslında bir ihtiyacı aydınlattı ve bana, daha fazla insanın yaşamınını değiştirmesine yardımcı olacak bir olanak sağladı” diyor.
Uluslararası karantina sırasında O’Connor, maddenin kötüye kullanımı, aşırı yeme, depresyon ve genel kaygı ile boğuşan daha fazla danışan görmeye devam ediyor. Danışanlarıyla birlikte yarın bugünkü seçimlerinin sonuçlarıyla uğraşmak durumunda kalmayacaklarından emin olmak için çalışıyor ve ekliyor: “Aktif dinleme insanlar için olumlu değişim sağlama önceliğidir” ve “ilgili bir sanal bileşen olup olmasa da her zaman karşınızdakini dinlemeye hazır olun” diyor.