Instagram algoritmasını ve her bir kullanıcıya hangi içeriği göstereceğine nasıl karar verdiğini, bunu kendi avantajınıza uygun nasıl kullanabileceğinizi daha iyi anlamak mı istiyorsunuz?
Instagram yaptığı açıklamada; “Instagram’ın nasıl çalıştığını açıklamak için daha iyi bir iş çıkarmak istiyoruz. Ortalıkta pek çok yanlış anlama var ve insanların ne yaptığımızı anlamalarına yardımcı olmak için daha fazlasını yapabileceğimizin farkındayız. Bugün bir serinin ilkini paylaşıyoruz. Bu gönderiler Instagram teknolojisinin nasıl çalıştığına ve insanların uygulama genelindeki deneyimlerini nasıl etkilediğine daha fazla ışık tutacak.” dedi. Bu gönderiler, daha fazla anlamayı kolaylaştırmaya ve uygulamadaki planlamanızı iyileştirmeye yardımcı olabilecek bir dizi temel unsuru kapsıyor.
İşte kilit noktalara hızlı bir bakış!
Yapılan açıklamalara göre, aslında her şeyi kapsayan tek bir algoritma yok. Instagram, önce süreçlerinin tek bir algoritma tarafından tanımlanmadığını belirterek, bu nedenle ‘algoritma’ fikrinin biraz kusurlu bulunmaya başlandığını söyledi ve ekledi:
“Instagram, insanların uygulamada ne yapıp ne görmediğini denetleyen tek bir algoritmaya sahip değil. Her biri kendi amacı olan çeşitli algoritmalar, sınıflandırıcılar ve süreçler kullanıyoruz. Zamanınızı en iyi şekilde değerlendirmek istiyoruz ve deneyiminizi kişiselleştirmek için teknolojiyi kullanmanın en etkili yol olduğuna inanıyoruz.”
Instagram, Facebook gibi bir algoritma uyguladığını, çünkü içerik akışının her kullanıcının gezinmesi için çok fazla olduğunu açıkladı.
“2016’ya kadar insanlar, yakın bağlantılarından gelen gönderilerin neredeyse yarısı da dâhil olmak üzere, Insagram akışlarındaki tüm gönderilerinin %70’ini göremeden kaçırıyordu. Bu nedenle, gönderileri en çok önemsediğiniz şeylere göre sıralayan bir akış geliştirdik ve kullanıma sunduk.” Böylece kişisel Instagram akışının ve hikâye algoritmalarının odak noktası genellikle arkadaşlar ve keşfet olurken, Reels’ın ise trendler ve ilgi alanları oldu.
Anahtar Sinyaller:
Instagram, algoritmalarının hepsinin anahtar sinyalleri kullandığını ve bu sinyallerin her bir öğeye bağlı olarak değiştiğini söylüyor. Sistemlerinin alabileceği “binlerce” sinyal olduğunu, ancak çoğunlukla akış ve hikâyelerdeki ana göstergelerin önem sırasına göre şöyle olduğunu belirtiyor:
- Gönderi hakkında bilgi:
Bunlar, bir gönderinin ne kadar popüler olduğuna dair sinyallerdir. Kaç kişinin beğendiği, ne zaman yayınlandığı, bir video ise ne kadar uzun olduğu gibi daha sıradan bilgiler ve varsa konum bilgisi eklenip eklenmediği ile ilgilidir. - Gönderen kişiyle ilgili bilgiler:
Bu, kişinin sizin için ne kadar ilginç olabileceğine dair fikir edinmemize yardımcı olur ve son birkaç hafta içinde o kişiyle kaç kez etkileşime geçildiği gibi sinyalleri içerir. - Aktiviteniz:
Bu, neyle ilgilenebileceğinizi anlamamıza yardımcı olur ve kaç gönderiyi beğendiğiniz gibi sinyalleri içerir. - Biriyle etkileşim geçmişiniz:
Bu bize, belirli bir kişiden gelen gönderileri görmekle genel olarak ne kadar ilgilendiğiniz hakkında bir fikir verir. Örnek olarak, birbirinizin gönderilerine yorum yapıp yapmadığınızdır.
Bunlar, Facebook’un haber kaynağına benzer genel algoritma tanımlayıcılarıdır. Temel unsurlar ne tür gönderilerle etkileşimde bulunduğunuz ve her birinin paylaşımcısıyla olan ilişkinizdir. Daha sık video izlerseniz, daha fazla video görürsünüz. Gönderi çok etkileşim alıyorsa, görme olasılığınız daha yüksektir ve gönderiyi beğeniyorsanız, bu güçlü bir ilgi göstergesidir. Bu öğelerin hem ana özet akışı hem de hikâyeleriniz için geçerli olduğunu belirtmekte fayda var. Çünkü bu yüzeylerde erişimi en üst düzeye çıkarmak istiyorsanız, odaklanmanız gereken temel öğeler bunlardır. Bunu daha da geliştiren Instagram, özet akışı sıralamasının da her kullanıcının etkileşim geçmişine dayanacağını belirtiyor.
Keşfet
Instagram’ın keşif sekmesi, kimi takip ettiğinize ve etkileşim geçmişinize bağlı olarak beğenebileceğiniz diğer içerikleri size göstermeye odaklanan keşfet algoritmasıyla biraz farklıdır. Burada algoritma, kümelere dayalı olarak ilgili insan gruplarına içerik sergilemeye çalışır. Örneğin, düzenli olarak balık tutma içeriğini paylaşan bir profille etkileşim kuruyorsanız, muhtemelen aynı şeyle ilgilenen diğer insanlar da o profili arıyordur. Hashtag’lerin hesabınızı belirli konuları arayan kişilerin önüne çıkararak, keşfin iyileştirilmesine yardımcı olabileceği yer burasıdır. Daha sonra gönderilerinizle etkileşime girerlerse, bu onların bağlantılarına da gösterilme şansınızı artırır. Akış ve hikâyeler gibi Instagram keşfet listesini de, her kullanıcının gönderilerle etkileşim kurma olasılığına göre sıralar.
Keşfet akışı aynı zamanda kişisel etkileşim öğelerine (bir kullanıcının etkileşimde bulunduğu gönderi türleri, hesapla ilişkisi vb.) göre sıralanırken, daha geniş etkileşim sinyallerine dayalı olarak bir gönderinin ne kadar popüler olduğuyla da bağlantılıdır.
Reels
Instagram’ın en son algoritma tanımlı öğesi, algoritmanın “özellikle sizi eğlendirebilecek şeylere odaklandığını” söylediği TikTok benzeri tool’u Reels’dır. TikTok, kısa video algoritmasının en ilgi çekici sürümünü neredeyse mükemmelleştirdi. Sistemi; trendlere, yaratıcılara ve içeriğe dayalı olarak kaydırmaya devam ettirdiğiniz sabit bir içerik akışını gösteriyor. Instagram Reels da buna yetişmek için çalışıyor ve anekdot olarak, Reels akışına tıklayan kullanıcılar için daha ilgi çekici içerikler çıkartıyor. Dolayısıyla içerik ve içerik oluşturucunun popülaritesi genel olarak Reels için daha büyük bir faktör.
Instagram Şirket Başkanı Adam Mosseri;
Erişim, Algoritmalar, TikTok ve Daha Fazlasının Nasıl Büyüyeceğine İlişkin Görüşlerini Anlattı
Instagram’ın en üst düzey yöneticisi Adam Mosseri, Instagram kullanıcılarından en sık sorulan sorulara soru-cevap oturumunda yanıt verdi. Mosseri, aşağıdaki maddeler dâhilinde bazı iç görülerde bulundu.
• Instagram, algoritmadaki sürekli değişiklikler nedeniyle istikrarlı erişimi garanti edemez. Mosseri, Instagram’a daha fazla kişi katıldıkça erişim rekabetinin her zaman değiştiğini ve böylece kullanıcıların erişim istatistiklerinde dalgalanmalar göreceğini belirtiyor.
• En iyi uygulamalar açısından Mosseri, ilk iki saniyenin izleyicileri çekmek için çok önemli olduğunu, ayrıca tutarlı bir şekilde yayınlanan hashtag’lerin de hala keşif için değerli olduğunu belirtiyor. (Mosseri, haftada iki post gönderisi ve günde iki hikâye paylaşımını öneriyor.)
• Mosseri, bazı bölgelerdeki müzik lisansları nedeniyle Reels’in küresel olarak kullanıma sunulmasının ertelendiğini söyledi.
• Mosseri, Instagram’daki mavi tik doğrulamasının tanınmış kişilere göre uygulandığını söyledi.
• Instagram, içerik oluşturuculara takipçileriyle daha doğrudan bir ilişki sağladığı için, Mosseri’nin keşfetmeye hevesli olduğu içerik oluşturucuları için doğrudan ödemeler (abonelikler, rozetler ve ipuçları) konusunda daha fazlasını yapmak istiyor.
• Platform ayrıca Reels’tan para kazanma da dâhil olmak üzere video içerikleri için yeni gelir paylaşımı modellerini araştırıyor.
• Mosseri, Instagram’ın algılama sistemlerinin bir dizi faktöre bağlı olarak geliştiğini ve takipçi satın almanın hesabınızı önemli ölçüde riske atabileceğini söylüyor.
• Mosseri ayrıca, platformunda sistemik önyargı ve kötüye kullanımı ele almak için attığı adımlar hakkında bir güncelleme de sunuyor.
Tüm bunlar dışında ilginç bir şekilde Mosseri, TikTok’un şu anda Instagram’dan daha iyi ne yaptığına dair bir soruyu da ele alıyor ve şu anda Instagram’ın geliştirmeye yeni ve genç yetenekleri ortaya çıkarmada daha iyi olduğunu, TikTok’un ise eğlence sağlamada daha iyi olduğunu söylüyor. İlginç bir noktaya değinmek gerekirse, Instagram’ın benzer veya ideal olarak daha iyi bir deneyim sağlamak için Reels algoritmasını geliştirmeye çalıştığını söylüyor ancak, daha uzun süredir eğlence amaçlı kısa videolar yapan TikTok’un öncülük ettiğini düşünüyor.
TikTok’un algoritması, her bir klibin belirli özelliklerine son derece uyumludur ve bu yüzden kendinizi saatlerce sonsuz TikTok akışında gezinirken bulmanız çok kolaydır. TikTok’un gerçekten kazandığı yer, algoritmalarını kullanıcının ilgisini çekmek için tam olarak doğru öğeler üzerinde kurması ve TikTok kliplerinin tam ekran sunumuyla, ne kadar süre izlediğinize bağlı olarak sizi tam olarak neyin meşgul ettiğine dair daha fazla fikir vermesidir.
Bununla birlikte Mosseri, Instagram’da uzun vadede içerik oluşturucular için değer sağlamaya ve “önümüzdeki beş ila on yıl içinde milyonlarca içerik oluşturucunun hayatını kazanmalarına yardımcı olmaya” odaklandığını söylüyor. TikTok hızla büyürken, içerik oluşturucuların para kazanması için henüz sağlam bir çerçeve oluşturmadı. Bu koşullarda Instagram, TikTok dalgasını bu şekilde geride bırakabilir. Kısa biçimli içerikten para kazanmak zordur, çünkü saniye uzunluğundaki kliplerde videonun ortasında veya videodan önce gösterilen reklamlara geçemezsiniz, ancak Instagram’da içerik oluşturucular içeriklerinden ve varlıklarından daha geniş bir şekilde, daha fazla yoldan para kazanabilirken, aynı zamanda kısa biçimli içerik gibi yeni trendleri geniş bir kitleye uyarlayabilir.
Mosseri’nin belirttiği gibi, her gönderiyi milyonlarca kişiye ulaştırmanıza yardımcı olacak bir sihir numarası yoktur, ancak Instagram ekibinin öne çıkardığı sinyalleri ve yapılan özel açıklamalara dikkat ederek, bunun için gereken temel unsurları daha iyi anlayıp etkili bir platform stratejisi kurabilirsiniz.