Yakında piyasaya çıkacak olan “Zconomy: How Gen Z Will Change the Future of Business” kitabının yazarı ve Kinetik Nesiller Merkezi’nin (CGK) başkanı olan Jason Dorsey’e göre Koronavirüs pandemisi yeni bir Z jenerasyonu sonrası üretimine sebep olabilir. Dorsey ve Kinetik Nesiller Merkezi ekibi şu anda Koronavirüs pandemisinin Z geni üzerindeki etkilerini araştırmanın ilk aşamalarında olsalar da şimdiden derin kuşak etkileri gördüklerini söylediler. Jason Dorsey Business Insider dergisine yaptığı açıklamada Covid-19’un Z jenerasyonu ile yeni neslin arasındaki ayrım hattı olacağını söyledi.
Çiftlerin karantinaya birlikte girmeleri sebebiyle “Koronavirüs dönemi bebek doğumları patlaması” konusu şu an gündemde çok sıcak da olsa, dünyaya gelecek nesillerin bununla alakası olmayacağının altı çizildi. Uzmanlar New York Times dergisine yaptığı açıklamada tam tersi olarak bu gibi davranışlardan insanların kaçınacağını belirttiler. Bunun yerine, dünyaya gelecek bu yeni neslin, pandemi sonrası bir dünyada büyüyen nesil olarak adlandırılacağını söylediler.
Tarihsel Olaylar Farklı Nesillerin Oluşmasına Yardımcı Olur
Nesiller tarihsel olarak etkili olaylarla bölünmüştür. Dorsey, bu olayların tipik olarak korku ve belirsizlik yarattığını, insanların dünyaya bakış açılarını, geçmiş ve geleceği görme biçimlerini değiştirdiğini ve risk alma ve karar verme şekillerini etkilediğini söylüyor.
Pew Araştırma Merkezi’ne göre nesiller, iç içe geçmiş üç özellik ile tanımlanır. Bunlar; yaşam döngüsü (ya da yaş etkisi), dönem etkisi ve topluluk etkisidir. Yaş etkisi, insanlar arasındaki yaşam aşamalarına göre farklılıklara, dönem etkisi ve topluluk etkisi Dorsey’in bahsettiği hayat değiştiren olaylara işaret eder. Dönem etkisi, dünya savaşı veya durgunluk gibi tüm nüfusu etkileyen bir olay veya sosyal güç olduğunda ortaya çıkmaktadır. Topluluk etkisi ise bu tarihsel koşullar, çeşitli yaş grupları arasında farklılıklar yarattığında, tipik olarak eski bir neslin, bir sonraki neslin hayatta kalmadığını deneyimlediği orantısız bir yaşam döngüsünde ortaya çıkar.
Örneğin, ilk olarak 1928 doğumlu olan Sessiz Nesil, II. Dünya Savaşı’nın ortaya çıkışını izledi. Çocuklarından ilki (bebek doğumlarında patlamalar olarak sayılanlar), savaşın ardından 1946’da doğdu. Bu dönemde doğanlar daha çok Vietnam Savaşı dönemi bebekleri olarak tanımlandı. X jenerasyonundan 1965 yılında doğan ilk bebekler de Soğuk Savaş’ı hatırlayan son kişilerdir. Milenyum Çağı’nda doğan bebeklere ise Büyük Durgunluk dalgası vurmuştur ve o şekilde anılırlar. Dorsey’in Business Insider’a yaptığı açıklamada; en eskisi 1997 doğumlu olan Z jenerasyonu, 11 Eylül uçak saldırısından önce ve sonra olarak ikiye ayrılırlar. Bu bebekler 11 Eylül 2001 yılında gerçekleşen uçak saldırısını hatırlamasalar da, 2000 yılı sonrasında doğan Milenyum bebekleri bu saldırıyı hatırlarlar. O halde Koronavirüs pandemisinin de Z kuşağı ile gelecek yeni nesil arasında bölücü bir etkisinin olacağını varsayabiliriz. Z kuşağı bu pandemiyi hatırlarken, yeni doğacak nesil pandeminin yarattığı tahribatı hatırlıyor olmayacak.
Covid-19 Gelecek Yeni Nesil İçin Bir Tarih Dersi Olacak
Z jenerasyonu çok önemli yaşları kapsamaktadır. 2020 yılı içerisinde 8 ile 23 yaşları arasını kapsar. Pew Araştırma Merkezi’nin açıklamasında bu yaşları kapsayan ergenler ve genç yetişkin bireyler genellikle dünyadan daha fazla haberdar olma, kimlik ve inanç şekillendirmelerini bu yaş aralığında keşfederler. Koronavirüs pandemisinin bu jenerasyon üzerindeki etkileri zaten aşikardır. Lise çağındaki Z jenerasyonu ile üniversitedeki jenerasyon farklı deneyimler yaşamaktadır.
Dorsey bununla alakalı olarak lise çağındakilerin mezuniyet sonrası planlarıyla ilgili endişeleri varken, üniversitedekilerin ise iş beklentileriyle alakalı endişeleri olduğunun altını çiziyor. Tüm bunlarla bütün olarak Z jenerasyonunun, finansal olarak şu an olduğundan daha fazla şekilde riskten kaçınacağını ve pandeminin iş ve öğrenmeyi görme şeklini de değiştireceğini ekliyor. Onlardan sonra gelecek nesil içinse, çok genç oldukları için, nasıl görüneceklerini bilmiyoruz ama tarih kitaplarından Covid-19 hakkında bilgi edineceklerini biliyoruz diyor.
Z jenerasyonunun alfabenin sonunu işaret ettiği düşünülürse, yeni neslin adının şu an için bilinmediğini ve bu kuşağın kesinlikle ZZ jenerasyonu olarak adlandırılmayacağını söylüyor. Kuşakları adlandırdığımız farklı isimler yüzünden bir kuşak, kendinden sonraki jenerasyonu farklı görüyor. Bu yüzden Dorsey’e göre jenerasyonları adlandırırken bazen başka bir isim de insanların hissettiğini daha iyi tanımlayabiliyor. Örneğin tarihsel olarak Y jenerasyonu olarak adlandırılan, Milenyum Çağı’nda doğmuş olan bebekler, genç yetişkinler olana kadar “Millennials” ismiyle adlandırılmadılar. Bu yüzden Dorsey, Z jenerasyonunun da gelecekte ayırt edici özelliklerini daha iyi temsil eden farklı bir isim alabileceklerini ön gördüğünü söyledi. Yine de Dorsey’e göre bu yeni neslin farklı şekilde isimlendirilmesinden şu an için çok uzaktayız.
Z jenerasyonunun bir parçası olmak, şu anda dünyada neler olup bittiğini anlamak ve bundan dolayı geleceğe yeni bir bakış açısıyla bakmak gerektiği anlamına geliyor. Öyleyse Z jenerasyonundan sonra doğacak nesil dört-beş yaşlarına geldiğinde, bir önceki neslin i-pad’ini kullanıyor olsa da, bu neslin yaşam deneyimleri, pandemi sonrası bir dünyada yaşayarak şekilleniyor olacak ve bu yeni nesil, Z jenerasyonu gibi pandeminin yarattığı tahribatı ve yükü üzerlerinde taşımıyor olacak.