The CUP’a gittik, yeni şeyler öğrendik, bildiklerimizi pekiştirdik ve yazdık!
The CUP’ın yaklaşması üzerine artan heyecanımız, biletlerimizi aldığımızda daha da arttı. Dünyaca ünlü reklamcıların, düşünürlerin ve pazarlama dehalarının buluşacağı etkinlik için The Ritz Carlton’da yerlerimizi aldık!
‘Yaratıcı Endüstrilerin Cazibe Merkezi’ olarak konumlanan İstanbul’un göbeğinde, iki gün süren ve oldukça yoğun ve keyifli geçen organizasyonda birbirinden değerli kişilerle tanıştık ve onları dikkatle dinledik.
Voskhod Russia Yekaterinburg’un Yardımcı Yaratıcı Yönetmeni Evgeny Primachenko, başarılı olmak için global ajans olmaya gerek olmadığını söylüyor. Rusya’nın sadece Moskova’dan ibaret olmadığını da sözlerine ekliyor. Bu sözlerini hatırladığımızda, aklımıza Ulrich Proeschel ile yaptığımız birebir sohbet esnasında anlattıkları geliyor. Molada konuşma fırsatı bulduğumuz ve bundan da son derece keyif aldığımız Proeschel, Türkiye hakkındaki olumlu düşüncelerini ve hayranlığını belirttikten sonra şehrin potansiyellerine değindi. İstanbul’un tarihi ve Türkiye’nin kültürel mirasını düşündüğünde inanılmaz işler yaratılabileceğini belirtti. İstanbul’daki yaşamın çok hızlı ve bir anda gelişip bir anda biten olayları sayesinde reklam potansiyelinin yüksek olduğunu vurguladı. Sohbetin sonuna doğru Taksim’i dolaştığını ve Hacı Abdullah kebapçısını çok beğendiğini söyledi. Bizde ki kebap sevgisi de bir hayli fazla! Gözlerimiz parıldayarak yanından ayrıldık.
International Advertising Cup ‘ın ikinci günü merakla beklediğimiz Modern Çağın Sokrates’i sayılan Salavoj Zizek ile açıldı. Olumsuz düşüncenin gücünü anlatan filozof, oldukça basit cümlelerle anlatsa da, ofiste kendi aramızda kritiğini yaparken kafalarımızı da biraz karıştırdığını fark ettiğimizi söylemeliyiz. 🙂 Mesajların direkt olarak değil de, altında yatan anlamlarla, göndermelerle vermemiz gerektiğini belirten Zizek, insanların direk mesajları sevmediğini belirtti. Çağdaş felsefenin yapı taşlarından özellikle üç nokta üzerinde durdu. Bildiğini bilmek, bilmediğini bilmek ve bilmediğini bilmemek. Siz de bunları kendi aranızda tartışa durun, biz de Zizek’in bahsettiği büyük pazarlama yalanından bahsedelim. Tüketim toplumlarını daha fazla tüketime yöneltmek için, onları üretime dahil etmenin daha doğrusu dahil ediyormuş gibi yapmanın etkisinden bahsetti. Organik bir ürünü veya oldukça ucuza alabileceğimiz bir ürüne ederinden fazla para vermenin, pazarlama politikalarından ve dolayısıyla bize sunulan ‘mucize’ler nedeniyle olduğunu söyledi. Büyük markaların, insnaların duygularını işe katarak daha fazla tüketmesine sebep olduklarını ekleyerek reklamcılık zirvesine katılan bütün insanların düşüncelerini bu şekilde alt üst etmeyi başardı.
Demner, Merlicek & Bergmann’ın kurucu ortağı ve creative direktörü Mariusz Jan Demner, yüksek enerjisi ve şahane dansı ile Avusturalya’da yapılan yaratıcı reklamları gösterdi. Yapılan işlerin gösteriminin yanı sıra Viyana kuşatmasına da değinen konuşmacı, bu fırsatla Türklere teşekkür ettiğini söyledi. Viyana’ya kadar gidip geri döndüğünü, Türklerin burada kültürlerinden parçalar bıraktığını ve en önemlisi kahve kültürünü bıraktıklarını ekledi. Julius Meinl kahvesinden bahsetmeden geçmedi.
Zirveden aklımızda kalan isimler ve projeleri de eklemezsek olmaz!
Sancho BBDO’da Creative Director Hugo Corredor Taxi Driver’s University ve Come Back Ferrorama bizi etkileyen projelerden oldu.
Come Back Ferrorama’nın da hikayesi ise özetle şöyle: Efsane oyuncak tren Ferrorama’nın üretilmesi için oyuncak firması bir şart koşuyor. Boş bir arazi içinde rayları dönüşümlü olarak kullanarak tren yürütülebilirse Ferrorama geri dönecek! Neler olup bittiğini merak edenler linkten projeye ulaşabilirler .
[iframe src=”http://www.youtube.com/embed/tf5IAfhk4-0″ width=”100%” height=”480″]
Taxi Driver’s University’nin hikayesi ise bambaşka! Chevrolet için yapılan projede bir üniversite yaratıldı. Bu projeyle görünmeyen kahramanlar taksicilerin yaşam kaliteleri ve yaptıkları işe verilen önemi arasındaki dengesiz çizgiye dikkat çekmeyi başardılar.
[iframe src=”http://www.youtube.com/embed/rdfn-dDZCgY” width=”100%” height=”480″]
Dentsu Young & Rubicam’da Creative Director Yasuharu Sasaki, bir trenin açılışısını bütçesiz olarak nasıl yaptıklarını anlattı. ‘The 250 KM Wave’ projesi ile hat güzergahında olan insanlara haber vererek, trenin geçtiği anda kutlamalar yapmalarını söylüyor. Sonuç ise şu şekilde…
[iframe src=”http://www.youtube.com/embed/E5BUaEJqjf8″ width=”100%” height=”480″]
SSP3Lowe şirketinin CCO’su Jose Miguel Sokoloff, “Christmas-Themed Campaign for Colombian Guerilla Fighters”ı anlattığında tüylerimiz çoktan diken diken olmuştu. Kolombiya’daki gerilla örgütlerini vazgeçirmek için yapılan proje ile örgüte halkın mesajlarını gönderiliyor. Christmas’ta ağaçlara ve nehire ışıklı plastik toplar bırakıldı.
En çok hoşumuza giden projelerden bir diğeri ise McCann Erickson CEE’si Adrian Botan’ın anlattığı, American Takeover projesiydi. ROM çikolatalarının satışlarının düşmesi üzerine hayata geçirilen projede Romanya bayrağı ambalajıyla kaplı ROM çikolataları, bir sabah tüm piyasada toplatılarak yerlerine Amerikan bayrağı ambalajlı ROM çikolataları konuyor. Ve insanlar da çikolatalarının ülke elinden çıktığını düşünerek tepki gösteriyorlar. Tekrar eski ambalajına dönen ROM çikolataları ise eski popülaritesini yeniden yakalıyor.
[iframe src=”http://www.youtube.com/embed/lB13CQ0WfMM” width=”100%” height=”480″]
The CUP’ta iki gece de muhteşem bir son ile bitti. İlk gecenin sonunda 20. Yüzyılın en iyi 100 reklamı; ikinci günün sonunda da ödül töreni yapıldı.
Kazananların listesini aşağıda görebilirsiniz:
BEST OF FOOD – MCCANN ERICKSON//ROMANIA
BEST OF BEVERAGES – F/NAZCA S&S//BRASIL
BEST OF HEALTH AND PERSONAL CARE – KOLLE REBBE//GERMANY HAMBURG
BEST OF SPORTS – WIEDEN+KENNEDY AMSTERDAM//NETHERLANDS
BEST OF FASHION, COSMETICS AND LUXURY GOODS – DENTSU INC.//TOKYO
BEST OF TRAVEL, TOURISM AND TRANSPORT – SHACKLETON GROUP//SPAIN
BEST OF RETAIL – DEMNER, MERLICEK & BERGMANN//AUSTRIA
BEST OF HOUSEHOLD PRODUCTS AND MAINTENANCE – DDB GROUP//MELBOURNE
BEST OF HOUSEHOLD, BUSINESS APPLIANCES, FURNISHING – DEL CAMPO NAZCA S&S//ARGENTINA
BEST OF COMMUNICATION MEDIA AND PUBLICATIONS – BORGHIERH LOWE//BRASIL
BEST OF ENTERTAINMENT, RECREATION, LEISURE – JUNG VON MATT//GERMANY-HAMBURG
BEST OF CORPORATE – LOWE SSP3//COLOMBIA
BEST OF FINANCIAL – DENTSU INC.//TOKYO
BEST OF PUBLIC AND PRIVATE SERVICES – SPILLMANN/FELSER/LEO BURNETT//SWITZERLAND
BEST OF SOCIAL ENGAGEMENTS – GERMINAL COMUNICACIÓN//SPAIN
BEST OF FILM – WIEDEN+KENNEDY//NETHERLANDS
BEST OF PRESS – SERVICEPLAN GRUPPE//GERMANY
BEST OF OUTDOOR – CHEIL WORLDWIDE//SEOUL
BEST OF INTERACTIVE – MASASHI KAWAMURA/QANTA SHIMIZU/SAQOOSHA/HIROKI ONO//TOKYO
BEST OF ONE2ONE – DDB GROUP//MELBOURNE
BEST OF INSTALLATIONS AND EVENTS – SHACKLETON GROUP//SPAIN
BEST OF MEDIA INNOVATION – JWT SAN JUAN//PUERTO RICO
BEST OF MULTI CHANNEL – CAMPAIGN – MCCANN ERICKSON//ROMANIA
BEST OF DESIGN – KOLLE REBBE//GERMANY
BEST OF DIRECT MARKETING – LUKAS LINDEMANN ROSI SKI//GERMANY
BEST OF PR – LEO BURNET ISTANBUL//TURKEY
BEST USE OF LOCAL CULTURE – MCCANN ERICKSON//ROMANIA
BEST UNIVERSAL IDEA CREATED IN A LOCAL MARKET – OGILVY & MATHER//ARGENTINA
BEST INTEGRATION OF A GLOBAL IDEA INTO A LOCAL CULTURE –WIEDEN+KENNEDY//TOKYO
BEST OF STRATEGY – GERMINAL COMUNICACIÓN//SPAIN
MOST INSIGHTFUL IDEA – MCCANN ERICKSON//ROMANIA
BEST OF CRAFT – KEMPERTRAUTMANN//GERMANY
BEST OF CRAFT FOR PRODUCTION – WIEDEN+KENNEDY//TOKYO
BEST USE OF TECHNOLOGY – MASASHI KAWAMURA/QANTA SHIMIZU/SAQOOSHA/HIROKI ONO//TOKYO